TÜSİAD’ın 1980 Darbesi Sonrası Geçmişi ve Hükümete Tehdidi
14 Şubat 2025 tarihinde gerçekleşen TÜSİAD’ın Olağan Genel Kurulu, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik tarihinde önemli bir iz bırakan zenginler kulübünün kirli geçmişini bir kez daha gündeme taşıdı. Her darbe döneminde etkin rol oynayan TÜSİAD, 12 Eylül darbesinden kapatılmayan tek dernek olarak çıkmış, 28 Şubat’ta ise darbecilere destek vermişti. Gazete ilanları aracılığıyla hükümetleri tehdit eden TÜSİAD, Gezi protestoları ve 17-25 Aralık sürecinde de ön plandaydı. “5’li Çete”nin finansörü olarak bilinen TÜSİAD’ın sivil toplum örgütü mü, ekonomik baskı grubu mu, yoksa siyasi parti mi olduğu yeniden tartışma konusu oldu.
Eski Türkiye’nin yaşandığı dönemleri özleyen TÜSİAD, her darbe ve krizde aktif bir rol üstlendi. Küresel güç odaklarıyla iş birliği içinde hareket eden TÜSİAD, 12 Eylül ve 28 Şubat darbelerinde etkin bir şekilde rol aldı. Adı sürekli darbelerle anılan bu kuruluş, Gezi protestoları ve 17-25 Aralık darbe girişimlerinde de karşı cephede yer aldı.
Milli Görüş ve 12 Mart Muhtırası
1970’lerde Milli Görüş fikrinin siyaset sahnesinde ivme kazandığı dönemlerde, 12 Mart Muhtırası ile Türkiye’de siyasi atmosfer gerilmeye başladı. Bu sürecin ardından, 1971 yılında Türkiye’nin en zengin 12 iş adamı bir araya gelerek TÜSİAD’ı kurdu. Bu dönemdeki siyasi ve ekonomik atmosfer, TÜSİAD’ın doğuşunu etkilemiş ve amacını “Türkiye’nin demokratik ve planlı yollarla kalkınmasına Batı uygarlık seviyesine çıkarılmasına yardımcı olmak” şeklinde belirlemesine neden olmuştur.
Gazete İlanlarıyla Hükümetlere Karşı Tehditler
1979 yılında TÜSİAD, Türkiye’nin ekonomik durumu hakkında endişelerini gazetelere tam sayfa ilanlar vererek dile getirdi. Bülent Ecevit Hükümeti’ni hedef alan bu ilanlar, ekonomik politikalar konusunda hükümeti tehdit eder nitelikteydi. Ecevit’in karşı çıkmasına rağmen, TÜSİAD’ın ilanları sonucunda hükümet düşürüldü. Bu durum, TÜSİAD’ın ekonomi ve siyaset üzerindeki etkisini gözler önüne serdi.
12 Eylül darbesi döneminde Türkiye’nin en karanlık günlerini yaşadığı bir süreçte, TÜSİAD diğer derneklerin kapatılmasına rağmen ayakta kaldı ve hatta “Kamu yararına çalışan dernek” statüsü kazandı. Bu dönemde TÜSİAD’ın raporları ve önerileri ekonomik politikaları belirlemede etkili oldu ve Türkiye’nin ekonomik yapısında önemli değişikliklere neden oldu.
5’li Çete ve 28 Şubat Darbesi
Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller’in TÜSİAD’ı eleştirmesi ve 28 Şubat sürecinde TÜSİAD’ın rol alması, Türkiye’de siyasi atmosferi etkileyen önemli olaylar arasında yer aldı. TÜSİAD, 28 Şubat sürecinde darbecilere destek verirken, MÜSİAD gibi rakip bir yapıya karşı da adımlar atmıştır. Bu süreçte iş dünyasının siyasete müdahalesi ve TÜSİAD’ın rolü, Türkiye’nin ekonomik ve siyasi geleceği üzerinde önemli etkilere sahiptir.
TÜSİAD’ın 28 Şubat darbesindeki rolünü yıllar sonra bir TÜSİAD üyesi olan İshak Alaton itiraf etmiştir. Bu itiraflar, TÜSİAD’ın darbelere verdiği desteklerin ve siyasi etkisinin net bir şekilde ortaya konmasını sağlamıştır. TÜSİAD’ın siyasi ve ekonomik kararlar üzerindeki etkisi, Türkiye’nin demokrasi ve özgürlük mücadelesinde önemli bir faktör olarak göze çarpmaktadır.