TMSF’den TÜSİAD yanıtı: Kayyımlar ve Hukuksal Sınırlar
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), son günlerde basında yer alan iddialara açıklık getirdi. Geleneksel medya, “TMSF’nin mahkeme kararı olmadan şirketlere el koyacağı” şeklindeki haberlerle yankılanan tartışmalara TMSF’den yanıt geldi. Bu iddiaların gerçeği yansıtmadığı vurgulanırken, TMSF’nin hukuken belediyelere de kayyım olarak atanmasının mümkün olmadığı belirtildi.
Kayyımlık Yetkileri ve Yasal Düzenlemeler
TMSF’nin yaptığı açıklamada, mahkeme kararı olmadan bir şirkete kayyım atanamayacağına vurgu yapıldı. Resmi Gazete’de yayımlanan 7539 sayılı Kanunun 7. Maddesi ile getirilen yeni yasal düzenlemeler, TMSF’nin Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun (CMK) 133. maddesine göre kayyım atanması durumunda Bankacılık Kanunu’nda var olan yetkilerini kullanabileceğini belirtti.
Bu yasal düzenlemelerle birlikte, şirketlere kayyım atanması yeni bir uygulama olmadığına dikkat çekildi. CMK’ya göre, “kuvvetli şüphe” bulunması durumunda kanunlar çerçevesinde şirketlere kayyım atanabilmektedir. Ancak, TMSF’nin sadece belirli suçlardan kaynaklanan durumlarda kayyım atanabileceği vurgulandı.
TMSF’nin Hukuken Belediyelere Kayyım Ataması
Öte yandan, iddiaların aksine, mahkeme kararı olmadan suça karışmamış şirketlere kayyım atanmasının söz konusu olmadığı belirtildi. Aynı şekilde, TMSF’nin hukuken belediyelere de kayyım olarak atanmasının mümkün olmadığı ifade edildi. Bu noktada, hukuki sınırlar ve belediyelerin durumu üzerinde duruldu.
Sonuç olarak, TMSF’nin kayyımlık yetkileri ve belediyelere kayyım atanması konusundaki açıklamalarıyla, kamuoyunda oluşan yanlış anlamaların düzeltilmesi amaçlandı. Hukuksal çerçevede netlik sağlamak adına yapılan bu açıklamalar, kamuoyunun konuya doğru bir bakış açısı geliştirmesine yardımcı olacak nitelikteydi. Ayrıca, TMSF’nin yasal sınırlar içinde hareket ettiği ve hukuki süreçleri takip ettiği vurgulanarak, toplumda güven duygusunun pekiştirilmesi hedeflendi.